20 Mart 2014 Perşembe

1948 MADEN GREVİ


 
           18 Nisan 2008 akşamı PEO’nun etkinlikler salonunda, “Madencilerin Anıları” adlı belgesel filmin ilk gösterimi yapıldı. Gösterim öncesinde PEO Genel Sekreteri Pambis Kiritsis ile DEV-İŞ Genel Başkanı Mehmet Seyis birer konuşma yaptılar. 1948 Maden Grevi’nin 60. Yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen gecede “1948-2008 Ortak Mücadeleler” ve “Kıbrıslı Rumlar ile Kıbrıslı Türklerin Birliği, Tek Vatan, Tek Halk” sloganları Rumca ve Türkçe olarak duvarlara asılmıştı ve sunuş konuşmalarında da bu tema işlendi. Kiritsis, PEO’nun 25. Kongresi ile genel olarak 2008 yılı içerisindeki tüm etkinliklerin bu mücadeleye adanacağını söyledi. Seyis ise, Kıbrıs işçi sınıfının Türk ve Rum işçilerinin ortak kavgasını konu alan bu etkinliğin çok anlamlı olduğunu vurguladı.  

Son konuşmayı, bir saatlik belgesel filmin yönetmen ve yapımcısı olan Pashalis Papapetru yaptı. Katida köyü ve Skuryotissa madenlerinin geçmişi ve emekli maden işçilerinin anılarına yer verilen film, Kıbrıslı Rum ve Türk maden işçilerinin çok zor çalışma koşullarında verdikleri mücadeleleri konu etmekteydi. Kalabalık bir seyirci topluluğu tarafından büyük bir ilgi ile izlenen ve Lefke dahil olmak üzere, adanın başta yerlerinde de gösterilecek olan filmin danışmanlığını emekli sendikacı Pandelis Varnava ile jeolog Dr.Yorgos Konstantinu yaptı.

            Biz de bu vesileyle, konunun tarihsel geçmişi hakkında bilgi verek, işçi sınıfımızın bu şanlı direnişini saygıyla anıyoruz:

SÖMÜRÜYE KARŞI TALEPLER

            Tüm Kıbrıs İşçi Federasyonu, PEO’ya bağlı Maden İşçileri Sendikası'nın  uluslararası işçi günü olan 1 Mayıs 1947'de işbaşı yapmaması üzerine, Kıbrıs Maden Şirketi (CMC)'nin Genel Müdürü Hendricks'in lokavt uygulaması sonucu işçi-işveren ilişkileri gerginleşmişti. Sendikanın olayı protesto etmesine rağmen lokavt, 5 Mayıs'a kadar sürdü. Ama maden ocaklarının açılmasından sonra da ilişkiler gerginliğini korudu.

            Maden işçilerine göre, 1 Temmuz'da açıklanan ücret artışları ile 1 Aralık'ta yapılan hayat pahalılığı ödeneğindeki artış, günün koşullarına göre yetersiz kalıyordu. İşveren, işçilerin grev yapmamasını öngören iş sözleşmesinin imzalanmasından bu yana, yüzde 20'ye varan bir ücret artışı verdiğini ileri sürerek, Maden İşçileri Sendikası’nın taleplerine kulak tıkıyordu.

İŞÇİLERİN  TALEPLERİ

            Kıbrıs Maden Şirketi’ne ait Lefke-Karadağ madeninde çalışan 2 bin işçi, 16 Aralık 1947 günü bağlı oldukları sendikalar aracılığıyla işverenden bazı taleplerde bulundular. 23 madde olarak toplanan ve şirkete sunulan işçi taleplerini değerlendiren işveren temsilcisi Harvery, bu talepleri reddetti. Onun görüşüne göre son ücret ayarlamasından bu yana  hayat pahalılığında hiçbir değişiklik olmamıştı ve işçilerin daha az çalışma saati, işçi sınıflamasında değişikliğe yol açacak, bir ücret artışı, maden sözleşmesinde daha liberal ölçüler, tatil günlerinin 5'i ödenekli olmak üzere 7'den 13 güne çıkartılması gibi talepleri, işçi maliyetlerini yüzde 25 oranında artıracaktı.

GREV BAŞLIYOR

            Hem işveren, hem de işçi tarafı görüşlerinde diretiyor ve değişiklik yapmıyordu. Madende çalışan Türk ve Rum işçilerin ortaklaşa düzenledikleri toplantılardan sonra, 11 Ocak 1948 günü oybirliği ile grev kararı alındı. İlk aşamada 5 günlük bir grev, 13 Ocak 1948 günü başlatıldı. Rum sağcı sendikaları greve katılmama kararı aldılar. 1945 yılında PEO'ya bağlı karma sendikalardan ayrılan bir grup işçinin oluşturduğu Kıbrıs Türk İşçi Birlikleri Kurumu'na bağlı Lefke Madenciler Birliği, "solcu Rum sendikaları ile ekonomik alanda işbirliği yapılacağını göstermek" amacıyla greve katılmıştı. CMC Genel Müdürü Hendricks, Kıbrıs Türk Sendikalarının Rum solcu sendikaları ile greve katılışını başında kınadı. Öte yandan bazı Türk sendikaları aracılığı ile sürdürülen ve 700 kadar olan Türk maden işçisinin Rum sınıf kardeşlerine karşı kullanılması ve taleplerden  vazgeçilmesi çabaları bir sonuç vermedi.

            5 günlük grev, Kıbrıs Emekçi Halkının İlerici Partisi -AKEL'in desteklediği Lefkoşa’daki PEO Genel Merkezi ile danışmalardan sonra yerel sendikalar tarafından uzatıldı. Bunun üzerine CMC Genel Müdürü, çalışmak isteyen işçilerin başvurması halinde madenin açılacağını duyuran 10 bin tane el ilanı dağıttırdı, ama işçilerin birliği bu oyunu boşa çıkarttı; sendika tarafından yapılan ve hükümetin anlaşmazlığa müdahale etmesini isteyen çağrı reddedildi.

GENEL GREVLE DESTEK

            İşçi gözcüleri ile enerji santralı çalışanlarının 3 Şubat 1948'de greve katılmaları üzerine şirket, yerli ve yabancı uyruklu maaşlı personelini bu görevlere getirdi. PEO Genel Merkezi, 9 Şubat günü maden greviyle dayanışmayı yükseltmek ve grev fonunu güçlendirmek için ada çapında 24 saatlik bir genel grev düzenledi.

            Çeşitli şiddet olaylarının yer alması üzerine şirket müdürü Hendricks, grevin siyasi amaçlı olduğunu ve hem sendikanın, hem de AKEL'in "CMC şirketinin prestij ve parlak geleceğini tehlikeye atmak istediği"ni öne sürdü. Şirket müdürüne göre, bu bir haçlı seferi idi ve Kıbrıs'taki sol unsurlar hiç bir denetime tabi olmadan zaferden zafere koşmaktaydılar. (1941'de kurulan AKEL'in 1943'de iki, 1946'da da beş şehrin hepsinde belediye başkanlıklarını kazanmış olduğunu hatırlatalım.) Amerikalılara ait CMC şirketinin İngiliz Genel Müdürü Hendricks, "komünistlere karşı konmazsa gelecekte artık önlerine geçilemeyeceği" uyarısında bulunuyordu.

KIBRISLI TÜRKLER DE GREVİ DESTEKLİYOR.

            Grevcilerle, ailelerinin ihtiyaçlarını karşılamak için Kıbrıslı Rum ve Türklerin büyük bir çoğunluğu her hafta gönüllü olarak para ve yiyecek yardımı yapıyordu. Grevcileri desteklemek için düzenlenen çeşitli toplantı, miting ve konferanslara, örgüt olarak Dr. Fazıl Küçük'ün Kıbrıs Türk Milli Partisi ile Halkın Sesi ve Hürsöz gazeteleri katılmıştı. 4 Şubat 1948 günü Lefkoşa'da düzenlenen konferansı yöneten divanda tabelacı Cahit, Türk İşçi Birlikleri'nin temsilcisi olarak yer almış, Dr. Küçük de konuşmacı olarak katılmıştı. Rum konuşmacılar arasında POE Genel Sekreteri Andreas Ziartidis ile maden işçilerinin lideri Pandelis Varnava  vardı.

            Dr.Küçük Lefke'de düzenlenen iki karma toplantıda grevci işçileri destekleyen  konuşmalar yaparken, Türk işçilere "müstakbel liderimiz”  diye takdim edilen Rauf Denktaş da desteğini belirtmişti.

             4 Mart 1948 günü Karadağ ve Gemikonağı'nda yapılan gösterilerde konuşan Türk sendika lideri Hasan Şaşmaz, grevin kırılması  için polis gücünün kullanılmasını eleştirerek, Kıbrıslı Türklerin sömürge hükümetine olan bütün güvenini yitirdiklerini söyledi. Bir gün önce  grevciler ile polis arasında Karadağ'da yer alan çatışmalarda yaralananlar arasında 4 Türk işçi (Şakir İzzet, Ahmet Necati, İzzet Ali Hacı İzzet ve Mehmet Bilal) ile 4 Rum işçi vardı.

CMC ÖNCÜLÜĞÜNDE GREV KIRICILIĞI

            8 Mart 1948 günü Gemikonağı'ndaki iş yerine çalışmak için giden bazı grev kırıcılar, hem Türk, hem de Rumlardan oluşan kararlı grevci işçilerle karşılaşmış ve yuhalanıp taşlanmışlardı. CMC tarafından toplanan grev kırıcı işçilerin çoğunluğu, sağcı Kıbrıs Rum "Yeni Sendikalar" ile sağcı Milliyetçi Parti-KEK'in desteklediği Girneli Rum ve Maronitler ile bazı Kıbrıslı  Türklerdi.

SINIFSAL BİRLİK

            Burada belirtilmesi gereken önemli bir nokta, Kıbrıslı Türk ve Rum işçilerin ortak grev süresince dayanışmalarını sınıf kardeşliği temelinde güçlendirmiş olmalarıdır. Gerek milliyet, gerekse din farklılığına dayalı önyargılar yenilmiş ve örnek bir eylem birliği oluşturulmuştu. 16 Mart 1948 günü Lefkoşa'da  grevi desteklemek amacıyla düzenlenen ikinci basın toplantısına, belediyeler ile siyasi parti ve mesleki kuruluşların temsilcileri katılmıştı. Seçilen ortak delegasyonda bir Türk (Halkın Sesi gazetesinden Hakkı Süha) ile iki Rum yer alıyordu.

            Başlangıçta grevi desteklemiş olmasına rağmen daha sonra CMC için çalışan ve işçileri grev kışkırtıcılığına teşvik eden Kıbrıs Türk ileri gelenlerinden biri de Lefke Belediye Başkanı Fadıl Nekipzade idi. Ama Türk İşçi Birlikleri, liderlikte görülen ve gittikçe artan zayıflıklarına rağmen grevi sonuna kadar desteklemiş ve üyelerinin taleplerini dile getirerek, onların Rum sınıf kardeşleriyle gittikçe ideolojik temele kayan güç birliğini, grevin bittiği 16 Mayıs 1948 tarihine kadar sürdürmüştür. Türk işçi lideri Hasan Şaşmaz ile M.Halil Kahraman son toplantıda söz alan konuşmacılar arasında idi.

            Bazı Türk işçi liderlerinin kararsız bir tutum içinde olmalarının nedeni, CMC'nin bu kişiler üzerindeki etkisi, İngiliz sömürge yönetiminin milliyetçi önyargıları körüklemesi ve diğer etkenlerdi. Buna rağmen Rum işçi kardeşleri ile olan sınıfsal dayanışma Türk işçiler arasında üstün gelmişti.

İLK TÜRK İŞÇİ GAZETESİ

            Maden grevine katılan işçileri desteklemek amacıyla Mayıs 1948'de, iki sayfa ve günlük olarak yayımlanmaya başlayan "Emekçi" gazetesine değinmek gerekir. Kıbrıs Türk İşçi Birliği yöneticilerinden Ahmet Sadi Erkurt'un sahip ve yazı işleri müdürlüğünü yaptığı gazete, başlığında "Emeğe Hak, Emeğe Hayat" deyimini kullanıyor ve kendisini "işleyen halkımızın siyasi, içtimai ve iktisadi davalarına hizmet eden günlük halk gazetesi" olarak  tanıtıyordu. Bir buçuk yıl kadar yaşamını sürdürebilen Emekçi gazetesi Dr. Küçük'e hakaret eden bir fıkra yayınlanması yüzünden para cezasına çarptırılmış ve parayı ödeyemediğinden yayınını durdurmuştu.

KİLİSENİN ARABULUCLUK GİRİŞİMİ

            CMC maden şirketinde sürdürülen grevi kırma çalışmalarını sürdüren şirket genel müdürü Hendricks, Mart ayı ortasında Kıbrıs Rum Ortodoks  Kilisesi Başpiskoposu II. Makarios  ile görüşerek, bir uzlaşma için çalışmalarını sürdürür. Başpiskopos (sonradan Kıbrıs Cumhurbaşkanı olacak olan III. Makarios'tan önce görev yapan kişi) şirketin, hükümetin hazırlamakta olduğu yeni hayat pahalılığı indeksine uygun makul bir ücret artışı vermesi halinde, işçilere işbaşı yapması için çağrıda bulunacağını söyler. Hendricks'in öneriyi kabul etmesi üzerine Başpiskopos II. Makarios, işçilere hitaben bir bildiri yayımlayarak greve son verilmesini ister. Maden İşçileri Sendikası çağrıya tepki gösterir. Kaydedildiğine göre, grev sırasında bazı bombalama ve dayak atma olayları, başkaldırma ve yağmalar meydana gelir.

            Öte yandan bir kısım işçinin işbaşı yaptığı görülür. Nisan ayı başında yeraltında 74, yer üstünde 313 işçinin çalıştığı ve normalde çıkartılan bir günlük madenin yarısına yakınının (haftada 750 ton demir cevheri) çıkartıldığı kaydedilmektedir.

GREV KALDIRILIYOR

            Grevi sürdüren işçi komiteleri ile yapılan uzun toplantılardan bir sonuç çıkmaması üzerine, giderek daha fazla sayıda işçi işbaşı yapmış ve sonunda sendika grevi kaldırmak zorunda kalmıştı. 125 gün süren ve 17 Mayıs 1948 günü resmen sona eren grevle, işçilerin öne sürdüğü 23 talepten sadece bir tanesi tam olarak yerine getirilmişti. Fazla mesai bir buçuk saatle sınırlandırılıyordu. Yeni hayat pahalılığı indeksine göre ayarlanacak olan ücret artışına ilişkin söz tutulmuş, ama işçi ve ailesi için gerekebilecek hastahane bakımı fonuna ayda 8 şilinlik bir kesinti yapılmıştı. Oysa bu hizmet, daha önce parasız olarak yapılıyordu. İstenen ek tatil günlerinden sadece biri kabul edilmişti. Şirketin verdiği tek taviz bunlardı 

            Grev öncesinde madende çalışan işçilerin yüzde 90'a kadar yeniden işe alındı. Sendikal faaliyette bulunan veya şiddet olaylarına karıştıkları öne sürülen diğer işçiler ise, işe geri alınmadı. Yaz aylarında işe girmeyi başaran bu işçilerden 12'si Karadağ'da, 8'i Gemikonağı'ndaki iş yerlerinden yeniden uzaklaştırıldılar. Grev sonrasında grev kırıcı ve işveren yardakçısı olan bazı işçilere, 20 bin dolar karşılığı para yardımı yapıldığı, grev hakkında bilgi veren David Lavender'in  "The Story of Cyprus Mines Corporation" adlı kitabında da kaydedilmektedir.(a.g.y. Huntington Library, California,1962,s.299)

     
(İlk defa Yeni Düzen gazetesinde 14 Ocak 1985 günü yayımlanan bu yazı, daha sonra bir giriş yazısı eklenerek, Afrika gazetesinde 28 Nisan 2008 günü yeniden yayımlandı.)
       

MADEN İŞÇİLERİ MARŞI
Söz: Tabelacı Cahit

Maden işçileri
Dönmezler geri
Sert adımlarla
Koşar ileri
            Yılmaz mücadeleden işçiler
            Korkmaz toptan tüfekten işçiler
            Kalpleri iman dolu bekçiler
            Getirir fakir halka büyük zaferi
Türk-Rum madenciler
Mert fakir erler
Bir hak yolunda
Birleşmiştiler
            Dağlar taşlar boyandı kızıla
            Kan ile destanları yazıla
            Dağlar taşlar boyandı kızıla
            Hakkın yolunda can feda ola

Uluslararası bir işçi marşına (Bandiera rosa) yazılan Türkçe sözlerle okunan bu marşın sözleri, 1948 maden grevinin geliştirdiği sınıf bilincini yansıtmaktadır.     

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder